Eğriova'nın Doğrusu

EĞRİOVA'NIN DOĞRUSU

Kızılderili Şefi Seattle’in 1853’te kaleme aldığı mektup tam da bugün yaşadıklarımızı anlatıyor.

Kızılderililerin Büyük Şefi 161 yıl önce sanki bugünleri kaleme almış,
satırları hala yakıcı, içten düşündürücü!

Ne diyor Büyük Şef?

“Beyaz adam, annesi toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne,
alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.

Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu,
son ırmak kuruduğunda,
son ağaç yok olduğunda,
son balık öldüğünde anlayacak...”
…/…

Ankara’nın Karaşar Beldesi (Mahalle) Eğriova Yaylası'nda yaşananlar
Kızılderili Şefi Seattle’in 1853’te kaleme aldığı mektubu hatırlatıyor.
Eğriova Yaylası'nda neler olmakta!!!

Bölgeye can veren Hor Hor ve Şap Şap su kaynağının kiralanmasından sonra,
şimdilerde Eğriova’da özel bir şahsın kiraladığı yer nedeniyle sorunlar yaşanmaktadır.

Orman Bakanlığı Eğriova Yaylası'nın en güzel yeri olan
Eğriova Göleti'nin etrafı ve Ayderesi'ni 2000’li yılında uhdesine alıyor.
2008 yılında on hektar alanı özel bir şahsa, 29 yıllığına kiraya veriliyor.
Bu proje uzun yıllar ağır aksak yürüyor,
Son iki yılda ise hızlanıyor.

Ankara Kalkınma Ajansı'ndan yaklaşık 600 bin TL hibe alınıyor.
Şimdi Eğriova Yaylası ve Eğriova Göleti'nin etrafı
tel örgüyle alınmış halde.
Giriş çıkış yasak!!!
Bu tel örgünün içinde ise yüzyıllardır burada yaşayan
yayla sakinlerinin evleri kalmış.
Avlaları (çitle çevrili alan) kalmış.
Bakanlık, yaptığı hukuksuzluğu görmezden gelirken,
bir de utanmadan bu yaylalarda yaşayan yöre halkının
evlerini kaçak olarak ilan etmiş durumda.
…/…

Şimdi gelelim konunun özüne!
Nihayet Karaşar Derneği günler sonra sayfasında bir açıklama yaptı.
Konuyu iki yıldır yakından takip ettiklerini söylediler.
Durumun hassasiyeti ortada.
Facebook’tan sürekli ve her konuda bilgi paylaşan dernek yöneticileri
bu konuyu iki yıldır takip ediyorsa, neden bugüne kadar bir açıklama yapmadı?
Neden, Karaşar İzm adlı sosyal paylaşım sitesinin
girişimlerine kadar tek satır bilgilendirme görmedik?
Önce bunu sormak lazım.
Dernek sayfasında yapılan bir başka yanlış bilgilendirme de konunun tarihidir.
Bu kiralama işlemi 2008 yılında yapılmıştır.
Son beş yıldır da Karaşar Belediyesi'nden bölgede yapılaşma izni istemektedir.

Tüm baskılara rağmen Ali Özdamar buraya bir tek çivi çakılmasına izin vermemiştir.

Dernek yöneticileri bu konunun 'belediyenin kapanmasıyla ilgisi yok' diyor.
Bu konuda da doğru bilgilendirmeye ihtiyaç olduğu ortada.
Belediye kapandıktan sonra yaşanan gelişme, kopan kıyametin nedeni;
on hektarlık alanın yüzde yüz elli artışla
25 hektara çıkartılması talebidir.
Tel örgüye alınan alanın on hektardan kat kat fazla olmasıdır.
Hayvanların ve yaban hayvanlarının suya erişimin 
engellenerek uluslar arası suç işlenmesidir.
Tabiat parkında beton yapılaşmadır.
Yangın söndürme göletinin kanunlara aykırı olarak telle çevrilmesidir.
Kaldı ki kiralanan on hektarda geri alınmalıdır.
…/…

Özetle;
ON HEKTAR 25 HEKTARA ÇIKARTILMAK İSTENİYOR…
BU ALAN YAYLALARIDA KAPSIYOR
Asıl mesele budur.
Sapla samanı karıştırıp konuyu saptırmamak lazım.

…/…

Bazı şahısların taşeronları aracılığıyla
Karaşar İzm adlı sosyal paylaşım sitesinde yaptırdıkları
yorumlar ortadadır.
Yazım dili bunların kimin kaleminden çıktığını açıkça gösteriyor.
…/…

Bu nedenlerle;
“2009 -2014 yılları arasında Karaşar Belediye Başkanı
Ali Özdamar bu alana bir çivi dahi çaktırmamış.
Bakanlığın ve Valiliğin tüm baskılarına rağmen direnmiş.
Ne zaman ki Karaşar Belediyesi kapanmış,
failler harekete geçmiştir.
İşgal başlamıştır” demekteyiz.
Çünkü belediyenin kapanmasıyla müstecirin
yer artırım talebi başlamıştır.
Asıl tehlike ve karşı çıkılan budur.
Çünkü tel örgüye alınan alan 10 hektarın kat ve kat üzerindedir.
Müstecir bu alanın tamamını almak istemektedir.
Tartışmanın özü de buradadır.
…/…

Çocukluk ve gençlik yıllarım bu yaylalarda geçti.
"Sabah sisin içinde beliren tomruk sığma yayla evleri…
Üzerine kırağı düşmüş çitler...
Yamaçta yükselen güzelim çam ormanları...
Ağıllarda koyunlar…
Süt sağmaktan gelen analarımız...
Eğilip serin suyunda yüzümüzü yıkadığımız dereler…
Rüzgarda sallanan sapsarı yayla çiçekleri…
Yüreğimizi sarhoş eden çam ve kekik kokusu…
Gece bir başka mavidir Eğriova’da…
Uzansanız dokunacak kadar yakındır yıldızlar…
Çatmaların (yayla evi) önünde yakılan ateşler,doyumsuz akşam sohbetleri…"
Bu satırlarsa yüreğimizde Eğriova'dan kalan izlerden sadece bazıları.

…/…

Hepimizin kara sevdasıdır Eğriova.
Yüzyıllardır süre gelen geleneklerimiz,
Bizi biz yapan değerlerimizdir Eğriova…
.../...

Şimdi sormak istiyorum;
Tüm bu güzelliklerin bir bedeli var mıdır,
yüzlerce yıllık bu değerlerimizin ederi nedir?
Alınıp satılır mı bu sevda,
Eğriova...

…/…

Bizler ne müsteciri tanıyor ne de arkadaşız,
Ne de Orman Bakanlığı Müdürleriyle ahbabız,
Bu projeyi bilip, toplumu bilgilendirmeyenler,sözümüz şudur:
Biz kavga etmek istemiyoruz, tartışmak istemiyoruz.
Biz çözüm için çaba harcıyoruz.
Bu konuda bu güne kadar çaba harcayan,
Belediye Başkanlarımız Ali Özdamar ve Bayram Demirezen’e diğer duyarlı hemşerilerimizeteşekkür ediyoruz.
…/…

Son sözümüz şudur:
Halkın ve haklının karşısında kimse duramaz,
Hele hele mevzu Eğriova ise…
Yeter ki bizler omuz omuza verelim, dik duralım.

El ele, gönül günüle verelim...
Eğriova'yı da kurtarırız, Hor Hor'u da...
Çünkü bizim yüreğimiz Kızılderili Şefi Seattle’le aynı atıyor.
Telefon rehberimizde ne müstecirin ne de orman müdürlerinin telefonları kayıtlı.

Hikmet Ertan